31 Mart 2017 Cuma

Ben Bu Aşka 20 Kilomu Verdim-Yasemin Erkent (Şişman Kız)


Kitap Adı: Ben Bu Aşka 20 Kilomu Verdim
Yazar Adı: Yasemin Erkent - Şişman Kız
Basım Tarihi: 2015 (İlk Baskı)
Sayfa Sayısı: 208
Yayımlayan: Okuyan Us Yayınevi
Kitap Puanım: 10 / 8,5




Arka Kapak
Hayaller büyük boy karışık pizza, hayatlar müsli
– Sinem abla, bu tartı bozuk mu ya? Ben şimdi 66.7 kilo muyum yani?
– Sen iyi misin kızım?
– İyiyim ya, sen nasılsın? Öyle tartıda o kiloyu görünce biraz sarsıldım sadece. Yani ben o kiloları en sevdiğim şeyleri yiyerek almıştım Sinem abla, gitti mi onların hepsi şimdi?
– …
– O son cevizli baklava gitmeseydi bari ya. Çok güzeldi o.
Siz hiç tutkulu bir aşkın enkazı üzerinde kendinizi unutacak hale geldiniz mi?
Bırak güzel görünmeyi, nefes aldığınızdan bile emin olmadığınız günler mi geçirdiniz?
Peki böyle günlerden birinde bir sabah aniden artık şişman biri olmadığınızı fark etseniz ne yapardınız? Bir ex-şişmanın şaşırtıcı hayatına hoşgeldiniz!
“Garsonlar ellerinde tepsilerle dolaşıyor. Tepsilerin bazılarında ilginç ilginç kanepeler var. Acaba şu kanepelerden yesem yine eskisi gibi göbeğim şişer mi? Yoksa o sadece şişmanlara has bir özellik mi? Kafam karışık. Bu bedende yeniyim, henüz çok acemiyim. Ne yapınca ne oluyor tam olarak bilemiyorum.”
Popom Olmadan Asla‘da kırık dökük bir ayrılığın üzerinde bıraktığımız kahramanımız farkında olmadan verdiği kilolarla aslında hayatını da değiştirmiştir.
İşteki yükselişine ve insanlarla olan ilişkilerindeki değişime ayak uydurmaya çalışırken, Ben Bu Aşka 20 Kilomu Verdim’de aklındaki sorulara yanıt arayacak, kapanmamış defterler de yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlayacaktır…
*
*
*
Kitap hakkında notlar;
“Ben Bu Aşka 20 Kilomu Verdim” kitabın yorumu ile herkese merhabalar.
Popom Olmadan Asla’nın devam kitabıdır. Ama itiraf etmek gerekirse bence seri kitaplarda her zaman ilk kitap daha güzel oluyor. Tamam bu kitapta da güldüm eğlendim ama ilk kitap kadar değil. Doğruya doğru. Sayfa sayısının az olması nedeni ile bir günde bitirdim…
Hikaye kaldığı yerden devam ediyor. Kızımız zayıflamış olarak karşımıza çıkıyor fakat kendisi bile bunun farkında değil. İş güç aşk acısı derken bir gün nasıl da böyle zayıfladığını fark ediyor. Üç beş kilo değil toplam da yirmi kilo zayıflıyor.
Aşk acısının ardından işinde yükselişe geçiyor ve güzel başarılar elde ediyor. Bir yandan da zayıflamış olduğu bu bedenine alışma sürecine giriyor. Kolay değil tabi XL bedenden M bedene geçmek J  Yeni işler, yeni beden ve yeni aşklar…
Hayatına yeni insanlar giriyor. Ama hiçbir ilişkisi istediği gibi gitmemekte ve karşısına çıkan erkekler tam bir fiyasko çıkmaktadır.
Derken günlerden bir gün bir mektup alıyor. Hem de kimden? Okan’dan….
İşte asıl hikaye tam da burada başlıyor.
*
*
*
Sevdim.
Ayşegül’in samimi dostluğunu sevdim.
Okan’ı Sev-me-dim.
Ofisin sahibi yaşlı ve tonton Pınar Teyze’yi sevdim.

Kitaptan alıntılar;
  • “   “İlişki durumum: Çift lavaş ve bol soğanlı!”
  •    “Sıska erkek dünya ahiret kepekli galetamdır!”
  •    “Mantık evliliğine karşıyım, mantı evliliğini kesinlikle destekliyorum!”
  •   “Morali bozulduğunda çikolataya sığınan insandan zarar gelmez.”
  •    “Süt ürünleri çok faydalı olduğu için her gece uyumadan önce bir kilo peynirli börek yiyorum. Sağlığa dikkat etmek gerek…”
  •    “Yemeğin güzel olup olmadığını ilk üç tabaktan sonra anlıyorum.” 
*
*
*
Hem güldüren hem de yer yer hüzünlendiren bir kitaptı.
 Ben beğendim. Popom olmadan aslayı sevdiyseniz bunu da kesin seversin.
Tabi karar yine de sizin.

İyi okumalar…

28 Mart 2017 Salı

Eflatun Kurdele - Heather Burch


Kitap Adı: Eflatun Kurdele

Orjinal Adı: One Lavender Rubbon
Yazar Adı: Heather Burch
Basım Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 368
Yayımlayan: Arkadya Yayınları
Kitap Puanım: 10 / 10


Arka Kapak   
Bazen kelimelerin büyüsü hayatınızı değiştirir.Tek yapmanız gereken sakince o fırtınanın dinmesini beklemektir…
Kimsenin baskısı altında kalmadan 
hür iradenizle karar verebilmek kişinin en büyük özgürlüğüdür. Adrienne Carter da hayatında ilk kez bir hayalini gerçekleştirerek okyanus kenarında, Victoria dönemine ait eski bir eve yerleşir. Bu evle birlikte kendi parçalanmış ruhunu da onarmayı düşünürken, küçük bir teneke kutu içinde, II. Dünya Savaşı’nda yer almış bir askerin genç bir kadına yazdığı mektupları bulur.  
“Umuda kaç yoldan tutunuruz? Umut,
her aldığımız nefeste, kalbin her atışındadır. Umut, kışın soğuğuna karşı koyan bir çiçeğin ölmeyi reddetmesidir. Her damarda akar, her savaşta galip gelir. Ben umutsuzluğa kapılmayacağım, Grace. Umut, benim ilerlememi sağlıyor. Şüphe zihnimi sarsa da umut beni esir alıyor. Ben umudun kölesiyim. Umut, bende çiçek açıyor. Umarım sende de açıyordur.”
Bu eski mektupların iç acıtan gerçekliği, Adrienne’de bir 
şeylerin uyanmasına neden olur ve genç kadın, bunları yazanı bulmaya karar verir. Artık yaşlı bir adam olan William Bryant’tan öğreneceği çok şey vardır. Ancak mektupların ardındaki sırrı keşfettikçe zihninde sorular da belirmeye başlar. Kendi parçalanmış ruhuyla Bryant Ailesi’ne iyi gelecek midir, yoksa bu zamana kadar herkesin dediği gibi insanlara sadece sorun mu yaratıyordur?
*
*
*
Kitap hakkında notlar;

Yazarın okuduğum ilk kitabı ve ben çok sevdim. Zaten Arkadya Yayınlarından çıkan bir kitap sizce kötü olabilir mi? :) Arkadya Yayınlardan çıkan tüm kitaplar gibi Eflatun Kurdele’nin de kapak tasarımı ve püsküllü ayracı harikaydı. Yazı dili, hikayesi ve her şeyiyle şahane bir kitaptı. Puan konusunda cimrilik yapmayacağım 10 üzerinden 10 veriyorum çünkü gerçekten hak ediyor. :)
*
*
*
Hikaye günümüz zamanı ve II. Dünya Savaşı’nda yer almış bir askerin genç bir kadına yazdığı mektuplar arasında gidip gelmekte ve bize güzel bir zaman yolculuğu yapmamızı sağlamaktadır.
Adrienne eşinden boşandıktan sonra 
kendine yeni bir sayfa açmak için Chicago’dan Florida’ya taşınmıştır. Eski bir ev satın almıştır ve kendini oyalaması için tamir işleri ile ilgilenmektedir. Bir gün evinde eski zamanlardan kalma mektuplar bulur. Okudukça bu mektuplara bağlanır ve bu kişileri merak edip onları aramaya başlar.
Mektuptaki askeri bulur… William Bryant…
 Ve bir gün cesaretini toplayıp William’ın karşısına çıkar ve ona eski mektuplardan bahseder. Böylece Adrienne de William’ın geçmiş hayatına dahil olur.
Adrienne’nin William ile olan arkadaşlığı, dostluğu, gönül bağı gerçekten okunmaya değer. Aşk, ikinci bir şans, ikinci bahar ve hayatta güzel şeylerin ertelenmemesi gerektiğini o kadar güzel bir dille anlatmış ki 368 sayfalık kitabı bir günde bitirdim.
 Sevdim.
William’ın torunu Will’e zaman zaman kızsam da dedesini sahiplenmesini ve korumasını sevdim…
 Adrienne’nin en yakın arkadaşı ve dostu olan Sammie’nin desteğini sevdim…
Adrienne’nin mektupları çözmesine yardımcı olan Leo’yu sevdim…
Will’in Annesi Peggy ve Babası Charles’ı ailesi olduğu için sevdim…
Ve Sara’yı sevdim… "Sara’yı merak edenler kitabı okumak zorunda :) "

Kitaptan alıntılar;
  •          Aşk tahmin edilemez bir şey. Hem güzellik getirir hem de felaket.
  •          Aşkın avuçlarının arasından kayıp gitmesine izin verme. Üzerine bir ağ atıldığında korkup kaçma. Sen yalnızsan, bu okyanus da yalnız…
*
*
*
Ben tavsiye ediyorum. Tabi karar yine de sizin.

İyi okumalar…

24 Mart 2017 Cuma

Aşkın Peşinden - Michele Gorman


Kitap Adı: Aşkın Peşinden 
Yazar Adı: Michele Gorman
Basım Tarihi: 2015
Sayfa Sayısı: 279
Yayımlayan: Altın Bilek Yayınları
Kitap Puanım: 10 / 5


Arka Kapak      
Hong Kong’da Sam ile birlikte yaşamayı hayal ettiğim hayat tam olarak şuydu: İşten sonra buluşup el ele tutuşacak, günümüz, dünümüz ve geleceğimiz hakkında konuşacaktık. Birlikte yeni yerler keşfedecek, zaman zaman öylesine daldığımız barlarda şişelerce şarabı birlikte içecek, kim, nerede hiç umursamayacak, hatta fark bile etmeyecektik, çünkü birbirimizle meşgul olacaktık.” Hannah, Hong Kong’a Sam’in peşinden işte tam da bu hayallerle gelmişti. Peki ya Sam, düşündüğü kadar kendisine âşık mıydı?
*
*
*
Kitap hakkında notlar;
Yazarın okuduğum ilk kitabı ama sanırım sonuncusu 
olacak. Dört gündür elimde inatla okumaya çalışıyorum ama en sonunda pes ettim, vazgeçtim. Normalde kitapları yarım bırakmayı asla sevmem ama bunu bitiremeyeceğime karar verdim.
*
*
*
Kitabın ilk sayfalarında Amerikan İngilizcesi yerine İngiliz
 İngilizcesi ile yazılmış, İngiliz gramer kuralları ve noktalama işaretleri kullanılmış diye belirtmişler sağ olsunlar ama bu nasıl bir çeviridir arkadaş? Resmen işkence çektim. Halbu ki konusu o kadar güzel ve gerçekten de romantik komedi tarzına sahipken ne okuduğumu anlamadım.
Kitapta Michele Gorman, sonsuz kahkahalar vadettiği
 duygusal bir aşk romanıyla daha, romantik komedinin kapılarını sizin için aralıyor demiş ama beni aralayamadı J
Yorumlara bakarak aldığım bir kitaptı. İnanılmaz pişman
 oldum. Tabi zevkler farklı ama kesinlikle komik, samimi
 ve eğlendiğim bir kitap olmadı. Bu da bence çeviriden
 kaynaklı. Tekrar tercüme edilsin belki o zaman yeniden okunabilir.
*
*
*
Ben tavsiye edemiyorum maalesef. Ama karar yine de
 sizin.
İyi okumalar…
                        
Not: Kitabı bitiren varsa lütfen benimle paylaşsın. Çünkü
 sonunu bende merak ediyorum…

21 Mart 2017 Salı

Beni Seviyormuş Gibi Yap - Cindi Madsen


Kitap Adı: Beni Seviyormuş Gibi Yap 
Yazar Adı: Cindi Madsen
Basım Tarihi: 2017
Sayfa Sayısı: 320
Yayımlayan: Novella 
Kitap Puanım: 10 / 10


Arka Kapak
İlk aşkınızla ikinci bir şans uğruna neleri göze alırdınız?
Brynn artık lisedeki o garip, içine kapanık kız değil; özgüveni olan güzel bir kadın. Hatta kasabasının küçük sahnesinde başrol bile oynuyor. Hayatı hiç de fena sayılmaz, erkeklerle başarısız ilişki çabaları dışında tabii. Ancak başka kimse kalmamış gibi, lisedeki ilk aşkı Sawyer, Brynn’in oynayacağı oyunu yönetmeye geliyor. Neyse ki genç adamın lisede herkesin önünde rezil olmuş Brynn’i hatırlıyor gibi bir hali yok. O zaman, Brynn’in oyunculuk yeteneğini sahne dışına taşıma vakti.
 Bir süreliğine doğduğu kasabaya dönen Sawyer, New York’taki uçarı kadın oyunculardan sıdkı sıyrılmış, genç bir yönetmendir; son isteği ise yine böyle bir kadına âşık olmaktır. Ama şu nereden tanıdığını bir türlü çıkaramadığı, görkemli ve güzel aktris Brynn, kendisine koyduğu yasaklara rağmen Sawyer’ı sözünden döndürecek gibidir.
 Yalanlar üzerine filizlenen bir aşk gerçeğe dönüşebilir mi? Brynn bu sorunun yanıtını öğrenmekte kararlı. Ne de olsa, “Bütün dünya bir sahne, bütün erkekler ve kadınlar da birer oyuncu.”
*
*
*

Kitap Hakkında Notlar;
Yazarın yayınlanmış olan toplam 4 kitabı vardır. Sahte Nişan Gerçek Aşk kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı ve yazı dilini kesinlikle çok sevdim. Romantik, eğlenceli ve keyifli bir kitap…
*
*
*
Hikaye küçük bir kasabada geçmektedir. Başrol kahramanımız, biricik kızımız Brynn evden işe, işten tiyatro provalarına gidip gelmekte, kendi halinde sessiz sakin hayatına devam etmekte ve aşk hayatı da umduğu gibi gitmemektedir.
Provasının olduğu bir akşam otoparkta hiç tanımadığı bir adama kötü bir şekilde yakalanır. Ama şanssızlık bununla kalsa iyi. Oyunu yönetmesi için yeni bir yönetmen gelmiştir ve az önce kötü bir şekilde yakalandığı adam tam karşısında durmakta ve ona bakmaktadır JJJ
Brynn’ın dizlerinin bağı çözülmüştür çünkü bu adam lisede platonik aşık olduğu Sawyer’ın ta kendisidir ancak Brynn’ı hatırlamamıştır. Brynn hatırlamamayı fırsat bilip kendisini olmadığı biri gibi gösterir. Bu durumun Brynn için iyi mi yoksa kötü mü olacağını zaman gösterecektir.
*
*
*
Brynn’ın iş yerini, kasabayı,  abisini, ailesini özellikle yönetmen Sawyer’ı çoook sevdim J.  Küçük bir tavsiye eğer bu kitabı okuyacaksanız önce “Sahte Nişan Gerçek Aşk” kitabını okumalısınız. Çünkü bu kitapta Dani ve Wes ile tekrar karşılaşacaksınız. Bu da benim için çok güzel bir sürpriz oldu.
*
*
*
Son olarak kitabı ben sevdim ve yazarın yayınlanan Aşk Bir Masalmış  ve  Ey Aşk, Evliliğe Hazır mısın? adlı kitaplarını da okuma listeme muhakkak ekleyeceğim.
*
*
*
Tavsiyemdir …
İyi okumalar…

19 Mart 2017 Pazar

İçimdeki Yaz - Brenda Novak


Kitap Adı: İçimdeki Yaz
Orjinal Adı: When Summer Comes
Yazar Adı: Brenda Novak
Basım Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 432
Yayımlayan: Martı Yayınları
Kitap Puanım: 10 / 10

Arka Kapak 💬;
Hayat, biriyle gerçek bağ kurabildiğiniz o birkaç kısa anda saklıdır
Sağlık sorunları nedeniyle fazla zamanının kalmadığını öğrenen Callie, daha sakin ve huzurlu bir hayat yaşamak ister. Aile yadigârı çiftlik evinde yeni bir başlangıcın ona iyi geleceğini düşünür. Ta ki bir gece yarısı, yabancı bir adam kapısını çalana dek.
Çekici, esrarengiz bir gezgin olan Levi’nin başı büyük beladadır. Callie tesadüfen kapısına dayanan ve hakkında hiçbir şey bilmediği bu yabancıya yardım etmekten çekinse de herkesin bir şansı hak ettiğine inanır.
Beklenmedik şekilde yolları kesişen Callie ile Levi, hayatta her şeyin mümkün olduğunu gösteren sıcacık bir aşkın başkahramanları oluyor.
 *
*
*

Kitap hakkında notlar 💬;

Öncelikle yazarın okuduğum ilk kitabı olduğunu belirteyim. Yazı dilini sevdim. Okurken de hiç sıkılmadım. Yazar hakkında öğrendiğim önemli bir konu ise; kişisel internet sitesinde her yıl diyabet hastaları yararına bir açıkartırma düzenleyip ve bu proje sayesinde şimdiye kadar bir milyon dolara yakın bağış toplamıştır. 



*

*

*

Hikaye küçük bir kasaba da geçmektedir. Callie sağlık sorun nedeni ile şehir merkezindeki yaşamını bırakıp, aile yadigarı çiftlik evine dönmüş ve işlerini asistanına devretmiştir. Bir gece kapısına hiç tanımadığı bir yabancı gelir (Levi) ve adamın başı derttedir. Önce Callie bu yabancıdan yani Levi’den  çok korkar ama Levinin yardıma ihtiyacı vardır ve callie yardım etmekten kendini alamaz. Levi’nin hayatına girmesi ile beraber Callie’de başına bela almıştır…

Levi terhis olmuş bir askerdir. Afganistan da yaşadıklarını bir türlü unutmamıştır. Hem kendisi hem ruhu yararlıdır.
*
*
*
Callie'nin yaşadığı kasabayı, çiftlikteki komşularını ve arkadaş ortamını sevdim. Hatta hepsine bayıldım diyebilirim :) 
Ve unutmadan söyleyeyim organ naklini de çok güzel işlemiş...
*
*
*
Kitabı ben sevdim ve yazarın yayınlanan Sonbahar Kokusu ve Karlar Düşerken adlı kitaplarını da okuma listeme muhakkak ekleyeceğim.
*
*
*
Tavsiyemdir...
İyi okumalar…

16 Mart 2017 Perşembe

30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor - Burçin Çelik

Kitap Adı: 30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor
Yazar Adı: Burçin Çelik
Basım Tarihi: 2015
Sayfa Sayısı: 360
Yayımlayan: Postiga Yayınları
Kitap Puanım: 10 / 10


Yirminin coşkusu, yirmi ikinin neşesi, yirmi yedinin sempatisi… Ama otuz! Otuz yani… Hani otuzdan sonrasıydı çabucak geçen,
ben yirmilerin nasıl geçtiğini anlayamadım ki daha! Tüm hemcinslerim yaşıyor mu bu buhranı, yoksa yalnız ben miyim
dehşete kapılan? Daha otuz yaşımın güzelliğine adapte olamadan hayatın benim için sürprizler hazırladığından haberim yoktu tabi…
Ah, seslerinizi duyar gibiyim; ne mi oldu? Çok sevgili odun kocam olaylara dâhil oldu desem bir şeyler çağrışır mı acaba?
Peki ya, yardımcı kadın oyuncu rolünü çakma bir sarışına vermiş desem, şimdi yandı mı ampuller!
Durun durun, paniğe mahal yok!
Hikâyesi tam da aldatıldığı noktada başlayan bir kadın düşünün.
Hovardalığın sınırlarında ısrarla gezinen kocasını bir çırpıda boşayan;
hamur açarak kendine antidepresan tedavisi uygulayan; otuzunda,
bıraktığı okuluna dönecek kadar gözü kara; az biraz çatlak;
iç sesinin çenesi düşük mü düşük bir Havva kızı…
Düşündünüz mü? Kim mi o? Bendeniz Nazlı!
Tam bu noktada hayallerinizin vücut bulmuş hali olan bir hoca düşünün.
O ki; okulda hoca, kızına baba, banaysa kocaman bir çikolatalı pasta!
Ya da yok yok, onu düşünmeyin! O kısım bana kalsın.
Laf aramızda ben kıskanç bir kadınım!
Siz bunun yerine büyümüş de küçülüvermiş, lafı cebinde,
elleri belinde, mini minnacık bir Peri kızı ekleyiverin bu hikâyeye.
Tadımızdan yenmez olduk değil mi! Bence de!
Gerisi… Gerisi sayfalarda!
Hadi kulak kabartın da bir parça dertleşiverelim!
*
*
*

Kitap hakkında notlar 💬;


Öncelikle yazarın okuduğum ilk kitabı olduğunu belirteyim. Kalemi o kadar güzel ki okurken hiç sıkılmadım. Her sayfayı gülerek ya da yüzümde tebessümle okudum.

*

*

*

Nazlı dokuz yıllık kocası tarafından aldatılmıştır. Hem de onları kendi evinde ve yatağında basmıştır. Sinir krizini atlatır atlatmaz doğru bir karar verip boşanma davası açar.

Kitaptan alıntılar;
“Otuz yaşındaysanız, aldatılmış ve de boşanmışsanız hayat gerçekten zor!”
“Otuz yaşındaysanız ve yeni bir başlangıca niyetlendiyseniz hayat gerçekten zor…”
*
*
*
Önce evlenmek için yarım bıraktığı okuluna, Siyasal Bilgiler Fakültesine geri döner. Okulun ilk günü tam bir kabustur, sınıf arkadaşları kendisinden on yaş küçüktür ve en önemlisi derse giren hocası Best Model of Turkey’in erkek finalisti gibidir JJJ
Ve Nazlı nereden bilebilirdi ki hayatının dönüm noktasının bu okul olacağını…
 Gerisi mi?
Gerisi kitapta J 
*
*
*
Kitabı ben sevdim ve yazarın diğer kitaplarını da okumayı planlıyorum. Eğer kafa dağıtmak ve gülmek istiyorsanız bu kitap tam size göre. Yine de karar sizin…
*
*
*
İyi okumalar…

14 Mart 2017 Salı

Popom Olmadan Asla! & En Çok Kendimi Yedim - Şişman Kız

Kitap Adı: Popom Olmadan Asla! & En Çok Kendimi Yedim
Yazar Adı: Şişman Kız
Basım Tarihi: 2014
Sayfa Sayısı: 174
Yayımlayan: Okuyan Us Yayınları
Kitap Puanım: 10 / 10


Şöyle yan döndüm, popoma baktım. Ben spor salonuna gitsem, kendisi arkamdan bir saat sonra gelecek gibiydi. Soluk soluğa içeri girecek, "Merhaba ben hanımefendinin poposuyum. Kendisi geldiler mi acaba? Burada buluşacaktık." diyecekti.

Siz hiç terkedildiniz mi?
Ya terkedildiğiniz için depresyona girdiniz mi?
Depresyona girince yemeğe mi yüklendiniz?
Peki yemeğe yüklenince iyice depresyona girdiniz mi?

Tebrikler! Şişman insanın sonsuz döngüsüne hoşgeldiniz.

Okan'ın eşyalarının hepsini toplayıp koliye koymalı ve o koliyi de atmalıydım. Sonra kıyamam ki diye düşündüm. Onların her biri Okan'ın bir parçası. Salonun ortasına şöyle bir büst yaptırsam, üstüne koliyi koysam, etrafını da camla kapattırıp, tepeden spot ışıklarıyla aydınlatsam? Bence bu da iyi fikirdi.

*
*
*

Kitap hakkında notlar 💬;


Yazarımız Şişman Kız, Twitter’da espirili dili ve kendine gaddar mizahıyla kısa sürede fenomen olmuş ve Popom olmadan asla romanı ile Dizüstü Edebiyatı serisine katılmıştır. ( İyi ki de katılmış J )  Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen bu kadar başarılı olmasına şaşırdım doğrusu. İtiraf edeyim bu kadarını beklemiyordum açıkçası. Okurken çok güldüm ve inanılmaz keyif aldım…
Kitabın adını ve kapak tasarımını beğendim. Sayfa sayısının az olması nedeni ile bir günde bitirdim.

*
*
*

Yazar kendisiyle dalga geçerek aslında birçok kilolu veya terk edilen kişilere yönelik çok güzel tespitlerde bulunmuş ve Kilo vermenin duygusal olarak ne demek olduğunu çok iyi anlatmış. Her bölümün sonunda kilosunu belirtmiş ve okuyucu merakta bırakarak acaba kaç kilo oldu diye sayfalara bakma ihtiyacı uyandırmıştır.


Kitaptan alıntılar;

Kilo: 91,3
Kilo değil su gitmiştir kesin. Hep öyle olur bende, durmadan su gider. Tek rakibim Ömerli barajı.

Kilo: 90,2
Yolu su böreğinden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşacağız.

Kilo:92,4
Tartıyla vedalaşmayı düşünüyorum. İlla da kilomu bilmek istersem kantar kullanmaya başlayabilirim. Hem böylesi onun için de daha sağlıklı.

*
*
*

Kitabı ben sevdim ve ikinci kitabını da en kısa sürede alacağım. Eğer kafa dağıtmak ve gülmek istiyorsanız bu kitap tam size göre ama yine de karar sizin…

*
*
*
İyi okumalar…