Kitap Adı: Eflatun Kurdele
Orjinal Adı: One Lavender Rubbon
Yazar Adı: Heather Burch
Basım Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 368
Yayımlayan: Arkadya Yayınları
Kitap Puanım: 10 / 10
Arka Kapak
Bazen kelimelerin büyüsü hayatınızı değiştirir.Tek yapmanız gereken sakince o fırtınanın
dinmesini beklemektir…
Kimsenin baskısı altında kalmadan
hür iradenizle karar verebilmek
kişinin en büyük özgürlüğüdür. Adrienne Carter da hayatında ilk kez bir
hayalini gerçekleştirerek okyanus kenarında, Victoria dönemine ait eski bir eve
yerleşir. Bu evle birlikte kendi parçalanmış ruhunu da onarmayı düşünürken,
küçük bir teneke kutu içinde, II. Dünya Savaşı’nda yer almış bir askerin genç
bir kadına yazdığı mektupları bulur.
“Umuda kaç yoldan tutunuruz? Umut,
her aldığımız nefeste, kalbin her
atışındadır. Umut, kışın soğuğuna karşı koyan bir çiçeğin ölmeyi reddetmesidir.
Her damarda akar, her savaşta galip gelir. Ben umutsuzluğa kapılmayacağım,
Grace. Umut, benim ilerlememi sağlıyor. Şüphe zihnimi sarsa da umut beni esir
alıyor. Ben umudun kölesiyim. Umut, bende çiçek açıyor. Umarım sende de
açıyordur.”
Bu eski mektupların iç acıtan gerçekliği, Adrienne’de bir
şeylerin
uyanmasına neden olur ve genç kadın, bunları yazanı bulmaya karar verir. Artık
yaşlı bir adam olan William Bryant’tan öğreneceği çok şey vardır. Ancak
mektupların ardındaki sırrı keşfettikçe zihninde sorular da belirmeye başlar.
Kendi parçalanmış ruhuyla Bryant Ailesi’ne iyi gelecek midir, yoksa bu zamana
kadar herkesin dediği gibi insanlara sadece sorun mu yaratıyordur?
*
*
*
Kitap hakkında notlar;
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve ben çok sevdim. Zaten
Arkadya Yayınlarından çıkan bir kitap sizce kötü olabilir mi? :) Arkadya Yayınlardan çıkan tüm kitaplar
gibi Eflatun Kurdele’nin de kapak tasarımı ve püsküllü ayracı harikaydı. Yazı
dili, hikayesi ve her şeyiyle şahane bir kitaptı. Puan konusunda cimrilik
yapmayacağım 10 üzerinden 10 veriyorum çünkü gerçekten hak ediyor. :)
*
*
*
Hikaye günümüz zamanı ve II. Dünya Savaşı’nda yer almış bir askerin genç bir kadına yazdığı mektuplar arasında gidip gelmekte ve
bize güzel bir zaman yolculuğu yapmamızı sağlamaktadır.
Adrienne eşinden boşandıktan sonra
kendine yeni bir sayfa açmak için Chicago’dan Florida’ya taşınmıştır. Eski bir ev satın almıştır
ve kendini oyalaması için tamir işleri ile ilgilenmektedir. Bir gün evinde eski
zamanlardan kalma mektuplar bulur. Okudukça bu mektuplara bağlanır ve bu
kişileri merak edip onları aramaya başlar.
Mektuptaki askeri bulur… William Bryant…
Ve bir gün
cesaretini toplayıp William’ın karşısına çıkar ve ona eski mektuplardan
bahseder. Böylece Adrienne de William’ın geçmiş hayatına dahil olur.
Adrienne’nin William ile olan arkadaşlığı, dostluğu, gönül bağı gerçekten okunmaya değer. Aşk, ikinci bir şans, ikinci bahar ve
hayatta güzel şeylerin ertelenmemesi gerektiğini o kadar güzel bir dille
anlatmış ki 368 sayfalık kitabı bir günde bitirdim.
Sevdim.
William’ın torunu Will’e zaman zaman kızsam da dedesini sahiplenmesini ve korumasını sevdim…
Adrienne’nin
en yakın arkadaşı ve dostu olan Sammie’nin desteğini sevdim…
Adrienne’nin mektupları çözmesine yardımcı olan
Leo’yu sevdim…
Will’in Annesi Peggy ve Babası Charles’ı ailesi
olduğu için sevdim…
Ve Sara’yı sevdim… "Sara’yı merak edenler kitabı okumak zorunda :) "
Kitaptan alıntılar;
- Aşk tahmin edilemez bir şey. Hem güzellik getirir hem de felaket.
- Aşkın avuçlarının arasından kayıp gitmesine izin verme. Üzerine bir ağ atıldığında korkup kaçma. Sen yalnızsan, bu okyanus da yalnız…
*
*
*
Ben tavsiye ediyorum. Tabi karar yine de sizin.
İyi okumalar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.